BEBEK

BEBEK

Müzik: Jean Sibelius , 2. Senfoni

Libretto: Yaşar Kemal – Oytun Turfanda

İlk Koreografi: Oytun Turfanda

İlk Temsil: 1982, Şan Tiyatrosu, İstanbul

     Çukurova’nın ağır sarı sıcağı. İsmail, kucağında bebek, bitmez tükenmez gibi görünen tozlu yolda yürümektedir. Ateş gibi yanmaktadır çevre. İsmail’in yüzünde acıyla direnç harmanlanmıştır. İki yanda tarlalar, tarlalarda çalışanlar, ekin devşiren kadınlar vardır. Bebeğin annesi Zala doğum sonrası ölmüştür. İsmail çocuğunu yaşatmak için uğraş vermektedir, bebeğini emzirecek bir kadın bulması gereklidir.

     Tarlada çalışan kadınlardan Hürü Ana yaklaşır, bebeği İsmail’in kollarından alır, emzirir. Hürü’nün sütü boldur çünkü yeni doğum yapmıştır. Ama tarlada çalışması gerekmektedir. Bu yüzden sık sık toprak sağar özsütünü.

     İsmail kıpırtısız bebeğini Hürü Ana’dan alır ve yeniden düşer yollara. Aklına bebeğin doğumu ve Zala’nın ölümü gelir. Gün iyice yükselmiştir, alev gibi yanmaktadır Çukurova. İsmail bitkin ama umutlu,  yürümeyi sürdürür. Bebek yaşamalıdır, ne olursa olsun yaşayacaktır. Köye varır, bebeğini Cennet kadın’a götürür. Cennet kadın alır bebeği, Döndi Kız’a verir. Döndü Kız bebeği emzirir. Daha sonra Topal Emine’ye haber salınır, çocuğu sürekli emzirmesi için. Topal Emine’nin kendi çocukları yaşamamıştır, sütünün zehirli olduğu söylentisi yaygındır ama İsmail kararlıdır: Topal Emine bebeği emzirecek, o da Topal Emine’yi besleyecektir.Topal Emine günlerce emzirir İsmail’in bebeğini.Bebek süte doymamaktadır. Bis süre sonra  bebeği ismail’in kucağına atar Topal Emine.

     Tek çaresi Kör Kadın’dır artık İsmail’in. Sütü yoktur ama sesini duyan bebeğin ağlamayı kestiği söylenir. Kör Kadın’ın aynı zamanda Hürü Ana’ya da sözü geçtiği bilinir. İsmail yine yollara düşer. Kör Kadın’ın evine varır, bebeği yanına yatırır. Kör Kadın bebeği hergün tarlaya götürür, ninnisini söyleyerek uyutur, Hürü Ana da eli değdikçe emzirir. İsmail var gücü ile ekinde çalışmaktadır.

     Ve bir gün Kör Kadın ölür. İsmail çocuğunu Hür Ana’dan alır; kadının sütü seyrelmiştir, kendi bebeklerine bile yetmemektedir. Yeniden yollara düşer İsmail. Çukurova yanmaktadır. Dağların koca gölgeleri bile serinlik vermez çevreye. Sarı sıcak altında yürür İsmail. İki yanında tarlalar uzanmaktadır. İsmail bebeğini sağ koluna yatırmıştır, düşmesin diye sıkıca kavramıştır. Ve her şeye karşın umutludur. Bebek ölmemelidir, ölmeyecektir. İsmail’in ağır ağır yürüyen görüntüsü toz içinde yanan yolda uzaklaşır…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Site kullanımında daha iyi hizmet verebilmek için Çerez kullanılmaktadır. Çerez kullanım politikamıza buradan ulaşabilirsiniz.
Evet, çerezleri kabul ediyorum